Duyu Bütünlemenin Yeme Problemleriyle İlişkisi
Yeme bozuklukları; davranışsal, biyolojik, duygusal, psikolojik, kişisel, sosyal ve duyusal olmak üzere birçok faktöre dayanabilir. Bu nedenle yeme bozukluklarının gelişimini etkileyen pek çok etken bulunmaktadır. Bir çocuk 10 çeşit yemekten daha azını tüketiyor ve yeni tatları denemeyi reddediyorsa, bu durum artık yemek seçmenin ötesine geçmiş ve yeme bozukluğuna doğru ilerlediğini göstermektedir.


DUYU BÜTÜNLEMENİN YEME PROBLEMLERİYLE İLİŞKİSİ
Yeme bozuklukları; davranışsal, biyolojik, duygusal, psikolojik, kişisel, sosyal ve duyusal olmak üzere birçok faktöre dayanabilir. Bu nedenle yeme bozukluklarının gelişimini etkileyen pek çok etken bulunmaktadır. Bir çocuk 10 çeşit yemekten daha azını tüketiyor ve yeni tatları denemeyi reddediyorsa, bu durum artık yemek seçmenin ötesine geçmiş ve yeme bozukluğuna doğru ilerlediğini göstermektedir.
Yemek yeme problemlerine duyu bütünleme terapisiyle erken dönemde destek vermek çocuklar için son derece faydalıdır. Çünkü yemek yeme; dokunma, görme, tatma, koku alma, propriosepsiyon, interoception (acıkma–doyma sinyalleri) ve hatta işitme duyularının etkileşimiyle oluşan bütüncül bir süreçtir. Örneğin nesneleri tanımak için her şeyi ağzına alan bir çocuk; dokusu, sertliği, ısısı ve şekli hakkında deneyim kazanır. Ancak bu dönemin sekteye uğradığı çocuklarda el ve ağız içi hassasiyet görülebilir. Bu nedenle duyu bütünleme, yemek yeme problemlerini birçok açıdan değerlendiren ve bu alanların birlikte çalışmasını hedefleyen bir terapi yöntemidir.
Çocuklarda sık görülen yemek yeme problemleri:
Çok az ya da aşırı yemek yeme
Yemek seçme
Çiğnememe
Pütürlü gıda tüketememe
Farklı tat ve dokuları denememe
Yemeği ağızda uzun süre tutma
Özellikle ek gıdaya geçiş döneminde; çiğnememe, pütürlü yiyecek reddi, duyusal hassasiyetler ve yeni tatları denememe gibi sorunlarla sık karşılaşılır. Gelişimsel gecikme, serebral palsi, otizm, duysal uyaran eksikliği, hiperaktivite gibi tanılar da duyusal sorunlara yol açarak yemek yeme gelişimini olumsuz etkileyebilir.
Bazı yanlış yedirme davranışları da doğal duyusal gelişimi bozabilmektedir:
Sürekli blender kullanmak veya sadece sevilen tatlarla ilerlemek
Aileyle birlikte sofraya oturmamak
Yemek sırasında çocuğu “tertemiz” tutmaya çalışmak, sürekli ağzını–elini silmek
Ekran karşısında yemek yedirmek
Elleriyle dokunmasına fırsat vermemek
Zorla yemek yedirmek
Doyduğu hâlde yemeye zorlamak
Bu nedenle erken çocukluk döneminde, kreşlerde ya da anaokullarında; yeni tat, koku ve dokulara duyarlı, hatta zorlamalar nedeniyle yemekle olumsuz ilişki geliştirmiş çocuklarla karşılaşmak mümkündür.
Duyu Bütünleme Terapisi ile ağız içi hassasiyetler, vücut farkındalığı, açlık–tokluk hissi, farklı dokulara tolerans, çiğneme becerisinin motor ve duyusal gelişimi ayrıntılı şekilde değerlendirilir ve ihtiyaç duyulan destek sağlanır. Böylece çocukların kaçındığı besinleri zorlamadan, sevdirerek denemesi teşvik edilir; gelişimleri desteklenir ve onlara hep birlikte mutlu sofra deneyimleri sunulur.
